ister inan ister inanma ne demek?
- Believe it or not.
ister
- Bir şeyin yapılabilmesinin veya olabilmesinin bağlı olduğu şey, gerek, icap, lüzum.
- Cümledeki görevleri aynı olan kelimelerin ayrı ayrı her birinin başına getirilerek herhangi birinin onanmasında sakınca olmadığını anlatan bir söz.
- Îcâb (karş. önerme, öneri).
- Either.
- Requirement.
- Necessity.
- Whether.
- Need.
- Demand.
- Or not.
ister istemez
- Zorunlu olarak, elinde olmadan
- Yarı gönüllü olarak, biraz mecbur olarak
- Perforce.
- Unavoidably.
- Inevitably.
- Necessarily.
- Needs.
- Willy nilly.
inan
- İnanma işi.
- Bir kimse veya şeyin doğruluğunu, büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme, iman, itikat
- (Özellikle dinsel anlamda) Bir bağlanmadan doğan güven; Tanrı'ya duyulan sınırsız güven.
- Görünmez olana içteninanma; saklı olanı, daha açığa çıkmamış olanı duyma.
- Bilinmeyene bağlanma.
- Kişiselinanmanın içeriği;inanılan doğruların tümü.
- 1. dizgin. 2. idare etme, yürütme. 3. (tür.) bir kimse ya da şeyin doğruluğunu büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme, iman.
- Dizgin.
- Büyü ile bağlanma. (Osmanlıca'da yazılışı: i'nan)
- Faith.
ister
- Bir şeyin yapılabilmesinin veya olabilmesinin bağlı olduğu şey, gerek, icap, lüzum.
- Cümledeki görevleri aynı olan kelimelerin ayrı ayrı her birinin başına getirilerek herhangi birinin onanmasında sakınca olmadığını anlatan bir söz.
- Îcâb (karş. önerme, öneri).
- Either.
- Requirement.
- Necessity.
- Whether.
- Need.
- Demand.
- Or not.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
isterister istemezisteriisteri hastasıisteri nöbetiisterikisterik kahkahalar atmakisterisi geçmekisteistebrakistediği gibiistediği gibi at koşturmakistediği gibi olmakististadeistadyaistahistakainaninan olmazinan olsuninan şirketiinanabiliyor musuninananinananların önüne atıldığı tekerlekli hint heykeliinancainanca mektubuinancalamakinainabeinabilityinability to payinability to withstand disappointment