inan ne demek?
- İnanma işi.
- Bir kimse veya şeyin doğruluğunu, büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme, iman, itikat
... kendi paylarına düşen fedakârlığı, devlet, millet uğrunda inanla, güvenle, umutla bir daha tazeliyorlardı.
R. E. Ünaydın - (Özellikle dinsel anlamda) Bir bağlanmadan doğan güven; Tanrı'ya duyulan sınırsız güven.
- Görünmez olana içteninanma; saklı olanı, daha açığa çıkmamış olanı duyma.
- Bilinmeyene bağlanma.
- Kişiselinanmanın içeriği;inanılan doğruların tümü.
- 1. dizgin. 2. idare etme, yürütme. 3. (tür.) bir kimse ya da şeyin doğruluğunu büyüklüğünü ve gücünü sarsılmaz bir duygu ile benimseme, iman.
- Dizgin.
- Büyü ile bağlanma. (Osmanlıca'da yazılışı: i'nan)
- Faith.
- Reliance.
- Accredit.
- Foi
- Fides
inanma
- İnanmak işi.
- Trust.
- Confidence.
- Credit.
- Conviction.
- Credence.
- Belief.
inan olmaz
- Güvenilmez.
inan olsun
- Bana inan, inan ki.
- Ma foi!.