infilak etmek ne demek?
- Birdenbire şiddetle ortaya çıkmak
... biraz sonra hiddet, birikmiş kin, kıskançlık birdenbire infilak etti.
A. H. Tanpınar - Patlamak.
- Patlayıcı maddelerle çok küçük parçalara bölünme.
- To explode.
- To burst.
- Detonate.
- Blast.
- Vent
infilak
- Güçlü bir biçimde patlama
- Açılma. Yarılma. Patlama. İnşikak etme.
- Blowup.
- Burst.
- Burst-up.
- Detonation.
- Explosion.
- Fulmination.
- Blast.
- Fire insurance.
infilaklı fitil
- Petn veya RDX patlayıcı maddelerini içeren, genellikle plastik madde (PVC) ile kaplı fitil.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
infilakinfilaklı fitilinfilalinfilali seyfinfile outfileinfialinfial uyandırmakinfialatinfiale kapılmakinfibulasyoninf 1 bilgi formuinf 1 formuinf 2 bilgi formuinf 2 formuinf 3 bilgi formuetmeketmek yapmaketmeetme bulma dünyasıetme bulursun, inleme ölürsünetme bulursun, inleye inleye ölürsünetme eyleme