ihtiyaten ne demek?
- Her duruma, her ihtimale karşı, ilerisini düşünerek.
O vakte kadar belki başkasına satarlar diye ihtiyaten kapattım.
R. N. Güntekin - İhtiyat ederek, ilerisini düşünerek.
- As a reserve.
- As a precaution.
- Vorsichtshalber.
- Vorsichtigshalber.
- Vorsorglich.
ihtiyat
- Herhangi bir konuda ileriyi düşünerek ölçülü davranma, sakınma
- Gereğinden fazla olup saklanan şey, yedek
- Bk. korunu
- Sakıntı.
- Sakınmak. İşleri iyi düşünmek. Tedbirlilik. İşlerde basiret üzere bulunmak. Yedek.
- Substitute.
- Reserve.
- Precaution.
- Spare.
- Backlog.
ihtiyat akçası
- Yedek akça.