ihbar ne demek?
- Bildirme, bildirim, haber verme.
- Suçlu saydığı birini veya suç saydığı bir olayı yetkili makama gizlice bildirme, ele verme
Karakollara da ihbarlar artmaya başlamıştı.
Ç. Altan - Bk. bildirme
- Bildirim. ~ etmek: bildirmek,
- Haber vermek. Haber almak. Alınan haber. Anlatmak. (Bak: Ahbar)
- Informing.
- Denouncement.
- Denunciation.
- Notice.
- Warning.
- Conveyance.
- Squeal.
- Notification.
- Giving incriminating information.
- Advice.
- Advice slip.
- Benefice.
bildirme
- Bildirmek işi, beyan.
- Bir kimsenin kendisine ya da başkasına karşı işlendiğini bildiği bir suçu, kovuşturma yapmaya yetkili olan yerebildirmesi.
- Notice, warning, demand note.
- Impartation.
- Affirmation.
- Notice.
- Proclamation.
- Announcing.
- Notifying.
- Making known.
ihbar bankası
- Dışsatımcıya yabancı banka tarafından akreditif açıldığını bildiren ve ödeme zorunluluğu olmayan banka.
- Advising bank.
ihbar eden
- Warning