ihata ne demek?
Kökeni: Arapça
- Kuşatma
- Kavrayış, anlayış.
Biz zengin burjuvalıkla değil, irfan ve ihatamızla övünüyoruz.
Asaf Halet Çelebi - Etrafından çevirmek, kuşatmak, içine almak.
- Kuşatılmak, sarılmak.
Enclose.
Surrounding.
kuşatma
- Bir ülkenin veya bir yerin dış dünya ile olan her türlü bağlantısını kuvvet kullanarak kesme, abluka, ihata
Surrounding.
Encirclement.
Enclosure.
Envelopment.
Siege.
Blockade.
Circumscription.
Investment.
Surround.
ihata etmek
- Çevirmek, çevrelemek, kuşatmak, sarmak
- (mecaz) kavramak, anlamak
ihatalı
- Alanı geniş.
- Kavrayışlı, anlayışlı.
Vast.
Having many meanings.
Knowledgeable.