iftihar etmek ne demek?
- Kıvanç duymak, övünmek.
O, gemisini kurtaran kaptandır diye yaptığı alçaklıkla, namussuzlukla iftihar ediyor.
Ömer Seyfettin - Be proud of, take pride in, take a pride in, boast, exult, pique oneself on smth., pride oneself, swell.
kıvanç
- Övünme
- İftihar eden.
- Sevinç.
- Övünç, iftihar.
- Memnuniyet.
- Övünen, güvenen.
- Gladness.
- Pleasure.
- Proper pride.
- Elation.
iftihar eden
- Triumphant
iftihar edilecek şey
- Pride
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.