idol ne demek?
- Örnek alınan, en çok hayranlık duyulan kimse
Semahat'in nazarında evvelden ben bir idol idim. Her şeyi benim için feda ediyordu.
H. R. Gürpınarİş hayatında idol aldığım kişi rahmetli Sakıp Sabancı'dır.
- Çok tanrılı dinlerde tapınılacak nesne.
- Bk. put.
- Bk. put
- Idol.
- Cult figure.
- Material effigy that is worshipped as a god; 'thou shalt not make unto thee any graven image'; 'money was his god'.
- Someone who is adored blindly and excessively.
- An ideal instance; a perfect embodiment of a concept.
- An image of a deity that serves as the object of worship.
- Amsemmud Adamum.
- Object that people worship, as in: He donated the golden idol he found to the museum.
- Symbol of the substitution of the ego for our true Self or God; a false belief that there can be something other than, or more than God, and thus separate from Him, a belief which is then projected onto the special relationship: people, things, or ideas; the anti-Christ.
- Idol, put, tapılan kimse, saplantı
- Put, sanem
- Mabut
- Çok sevilen kimse veya şey
- Yanlış fikir.
put
- Bazı ilkel toplumlarda doğaüstü güç ve etkisi olduğuna inanılan canlı veya cansız nesne, tapıncak, sanem, fetiş
- Haç.
- Üç dört tel ipekten bükülmüş iplik.
- Bk. haç
- Bk. putheykel
- Bk. tapıncak
- Türlü gereçlerden, ama daha çok taştan yapılan, insana benzer çizgileri bulunan tapınma yontusu.
- Allah'tan başka tapılan herşey.
- Ldol.
- Idol.
idol of the masses
- Kitlelerin idolü, ünlü kimse, şöhretli isim, herkesin ilgi gösterdiği ve hayran olduğu kimse
idola
- Put, imge, kuruntu. (Felsefede) F. Bacon'ın "Yeni Organum" unda kullandığı kavram. İnsanın doğasında yerleşik olan ya da sonradan kazanılmış olan ve gerçek bilgiyi engelleyen önyargılar. (Ör.idola fori = çarşı idolleri, kamusal ve toplumsal yaşamın belirlediği önyargılardır; bunların kaynağı da dildir. Geçmiş çağların dilde kalıplaşan görüşleri bizim için birer önyargı olmuşlardır.)
- Idol.
- Idol
- Idole