iddiacılık ne demek?
- İddiacı olma durumu.
- Assertiveness.
- Stubborn insistence.
iddiacı
- Dediğinde, iddiasında haksız da olsa direnen, inatçı (kimse)
- Assertive.
- Stubbornly insistent.
iddiacı
- Dediğinde, iddiasında haksız da olsa direnen, inatçı (kimse)
- Assertive.
- Stubbornly insistent.
iddia
- İleri sürülerek savunulan düşünce, sav
- Kendinde olmayan bir yeteneği, bir durumu varmış gibi gösterme.
- Dediğinde direnme, inat
- Sav. ~ etmek: savlamak.
- Bk. sav
- Bir şeyin müsbet veya menfiliğini ısrarla söylemek. İleri sürülen fikir. Dava etmek. Israr etmek. İnat etmek. Haklı veya haksız bir davaya kalkışmak.(Arzı ve bütün nücum ve şümusu tesbih taneleri gibi kaldıracak ve çevirecek kuvvetli bir ele malik olmayan kimse, kainatta dava-yı halk ve iddia-yı icad edemez. Zira her şey, her şeyle bağlıdır. M.)
- Claim.
- Pretension.
- Allegation.
- Assertion.