ibaret ne demek?
- Oluşan, meydana gelen
Gene hep beraber, bir iki parçadan ibaret bulaşıklarını yıkamaya oturdular.
N. Cumalı - Meydana gelmiş, toplanmış. Bir şeyden teşekkül etmiş. Bir şeyin aynı. Bir şeyin içindekini ve aslını beyan. Bir halden bir hale tecavüz eylemek.
Consisting.
Composed.
Consisting of.
Composed of.
ibaret olmak
- -den oluşmak, meydana gelmek.
- Ancak bu kadar olmak
To consist of.
To be made up of.
Consist.
ibare
- Paragraf.
- Bir düşünceyi anlatan bir veya birkaç cümlelik söz.
- Bir fikri anlatan bir veya birkaç cümlelik yazı.
Sentence.
Expression.
Paragraph.
Clause.
Boarding.
Phraseology.
Passage.