iştigal etmek ne demek?
- Uğraşmak, ilgilenmek, meşgul olmak.
Yankesicilikle iştigal ettiğinden, fena bir tesadüften korkuyordu, doğrusu.
N. Hikmet - To occupy oneself with.
iştigal vesikası
- Bk. iş belgesi
iştigal
- Uğraşma, ilgilenme, meşgul olma.
- Bir iş işlemek. Uğraşmak. Çalışmak. Meşgul olmak.
- Being busy with.
- Being busy.
- Occupying oneself.
etmek
- Bir işi yapmak
- Bir durumu ortaya çıkarmak.
- "İyi, kötü" zarflarıyla birlikte davranmak.
- Bulmak, erişmek
- Birini bir şeyden yoksun bırakmak.
- Herhangi bir değerde olmak
- Vermek.
- Eşit değer kazanmak.
- Step.
- Say.