iğneli ne demek?
- İğnesi olan.
- İğne ile tutturulmuş, iğnelenmiş.
- Kırıcı, gücendirici, dokunaklı, onur kırıcı, kinayeli
Kızının buna benzer iğneli laflarını işiten Saffet, gerçekten sigarayı bıraktı.
H. E. Adıvar - Having a needle.
- Having a pin.
- Having a thorn.
- Pinned.
- Sarcastic.
- Biting.
- Cutting.
- Sharp.
- Having a needle / pin.
- Thorn or sting.
- Pineed.
- Caustic.
iğneli epilasyon
- Needle epilation.
iğneli fıçı
- Çok sıkıntı ve üzüntü veren durum veya şey.
- Mc: Eziyetli ve usandırıcı iş. İnsana eziyet veren ve rahatsız eden yer.
- Very troublesome situation.