iğnelemek ne demek?
- İğne ile tutturmak
Hanım ipek peçesini açmış, çarşafının üzerine iğnelemiş.
H. R. Gürpınar - Üstü kapalı olarak onur kırıcı, üzüntü verici söz söylemek
Onunla tatlı sert münakaşaya kalkıştın, âdeta iğneler gibiydin.
O. Aysu - T. İğne ile delmek.
- Prick.
- Taunt.
- To pin.
- To prick.
- To hurt sb's feelings being sarcastic.
- To cut.
- To pin sth to.
- To speak sarcastically of sb.
iğne
- Dikiş dikmeye yarayan, ince, ucu sivri, bir ucunda iplik geçecek deliği bulunan çelik araç.
- İki şeyi birbirine tutturmaya yarar ince, uzun, ucu sivri, metal araç.
- Toplu iğnenin süs olarak kullanılan, iri başlı, renkli bir türü.
- Genellikle kadınların süs olarak elbiselerinin göğüs, yaka vb. yerlerine taktıkları süs eşyası.
- Bazı araçların ucu sivri parçaları.
- Şırınga.
- Zerk yolu ile vücuda verilen ilaç.
- Vücuda bu yolla ilaç verme işi
- Bk. ateşleme iğnesi.
- (Lât, spicula: küçük mızrak) Omurgasız hayvanlarda rastlanan silis ya da kalkerden yapılmışiğne biçiminde yapılar;iğne biçiminde olan herhangi bir küçük çıkıntı. Spikül.
iğneleme
- İğnelemek işi.
- Crack.
- Pinprick.
iğneleme testi
- Prik testi.
- Prick test.