iğne ne demek?
- Dikiş dikmeye yarayan, ince, ucu sivri, bir ucunda iplik geçecek deliği bulunan çelik araç.
- İki şeyi birbirine tutturmaya yarar ince, uzun, ucu sivri, metal araç.
- Toplu iğnenin süs olarak kullanılan, iri başlı, renkli bir türü.
- Genellikle kadınların süs olarak elbiselerinin göğüs, yaka vb. yerlerine taktıkları süs eşyası.
- Bazı araçların ucu sivri parçaları.
- Şırınga.
- Zerk yolu ile vücuda verilen ilaç.
- Vücuda bu yolla ilaç verme işi
Eczacının yaptığı bir adrenalin iğnesinden sonra gözlerini açtı.
H. Taner - Bk. ateşleme iğnesi.
- (Lât, spicula: küçük mızrak) Omurgasız hayvanlarda rastlanan silis ya da kalkerden yapılmışiğne biçiminde yapılar;iğne biçiminde olan herhangi bir küçük çıkıntı. Spikül.
- Laboratuvarda mikrobiyolojik ekim, preparat hazırlama ve izolasyon işlemlerinde kullanılan, uç tarafı iğne biçiminde platin telden oluşan metal çubuk.
- Needle.
- Injection.
- Shot.
- Sting.
- Pintle.
- Pointer.
- Prick.
- Spicule.
- Spine.
- Hypodermic.
- Securing needle.
- Straight pin.
- Safety pin.
- Brooch pin.
- Stinger.
- Fishhook.
- Hypodermic shot.
- Syringe.
- Injection shot.
- Spike.
- Brooch, pin.
- Pin.
- Spicula
- Spicule
iğne ardı
- İğneyi, çıkış noktasının gerisinden saplayıp daha ileriden çıkararak yapılan aralıksız dikiş veya nakış türü.
iğne atsan yere düşmez
- Çok kalabalık.
- Çok kalabalık: Sabah sabah davullar vurulup meydan kurulur. Aman öyle bir kalabalık olur ki iğne atsan yere düşmez. -E. C. Güney.
- Very crowded.