holdfast ne demek?
- Tutan şey, kanca, kenet, çengel
- Tutma aleti.
hold
- El koymak
- Kavramak
- Gözaltına almak, almak
- Barındırmak, muhafaza etmek
- Çekmek, dayanmak
- Sahip olmak, malik olmak, elinde tutmak
- Tutmak
- Devam ettirmek
- Bırakmamak, zapt etmek
- Inanmak, kabul ve tasdik etmek
hold a brief for smb
- Mahkemede savunmak, savunma avukatlığını yapmak