hoşnuma ne demek?
Kökeni: Farsça
- Güzel görünümlü.
- Güzel görünen.
güzel
- Göze ve kulağa hoş gelen, hayranlık uyandıran, çirkin karşıtı.
- İyi, hoş
- Beklenene uygun düşen ve başarı düşüncesi uyandıran.
- Soyluluk ve ahlaki üstünlük düşüncesi uyandıran.
- Görgü kurallarına uygun olan.
- Sakin, hoş (hava).
- Okşayıcı, aldatıcı, kandırıcı.
- Pek iyi, doğru.
- Hoşa giden, hayranlık uyandıran, beğenilen.
- Beautiful.
hoşnud
- Memnun, razı, gönlü hoş edilmiş.
hoşnudluk
- Memnuniyet, razılık.