hesaplaşmak ne demek?
- Birbirindeki alacakla vereceğin hesabını yapmak.
- Karşılıklı olarak kozlarını paylaşmak
Benimle mahkeme huzurunda hesaplaşacağını söyleyerek derhâl dışarı çıktı.
R. N. Güntekin - Bir şeyin olumlu veya olumsuz yönlerini düşünerek, tartışarak bir yargıya varmak.
- To settle accounts mutually.
- To settle accounts with each other.
- To settle outstanding accounts with each other.
- To settle old scores with.
- To get even with.
- Quit scores.
- Settle.
- Settle one's account.
- To have an account to a with sb.
- Sort out.
hesaplaşma
- Hesaplaşmak işi.
- Liquidation.
- Settling.
- Clearance.
- Working- out.
- Account.
- Settling accounts with.
- Settlement.
- Reckoning.
- Payoff.
hesaplaşma günü
- Day of settlement, settling day, day of reckoning.