held back his laughter ne demek?
- Gülmesini tuttu, gülmemek için kendisini zorladı, gülme hissine rağmen kendini zapt etti
held
- Hold.
- Tutmak, kavramak, tıkamak, kaldırmak, el koymak, alıkoymak, gözaltına almak, devam etmek, almak, barındırmak, muhafaza etmek, karara bağlamak, çekmek, dayanmak, sadık kalmak, geçerli olmak, durmak
held a grudge
- Kin besledi, kan güttü, garezi oldu, kin tuttu
back
- Sırt
- Geri
- Kasalı çalgılarda kasanın arka tarafında kalan ve genellikle birbirine yapıştırılmış iki simetrik parçadan oluşan ağaç tabakası.
- Arka
- Geri, geriye
- Kaplamak (kitap), astarlamak, kayırmak, sırtına binmek, arka çıkmak, destek olmak, geriye doğru sürmek, geri geri gitmek, takviye etmek, ciro etmek, üzerine bahse girmek
- Bir şeye destek olmak, arka olmak, yardım etmek
- Tarafını tutmak, üzerine bahse girmek (atb.)
- Geriye sürmek
- Arkadaki, arkasında olan
his
- Duygu
- Duyu.
- Sezgi, sezme.
- Bk.Histidin
- Bk. duygu
- Feeling.
- Emotion.
- Sense.
- Sensation.
- Feel.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
heldheld a grudgeheld back his curiosityheld back his tearsheld ballheld closeheld fastheld firmheld firmlyheld for resalehelhel min mezidhelahela çukuruhela dönen şeybackback acheback actionback alleyback alley abortionback and bellyback and fillback and forthback and forwardback and nextbacbac bakteriyel yapay kromozombac ı ağnambac ı büzürgbac ı ubur