hazin ne demek?

Kökeni: Arapça

  1. Üzüntü veren, gamlandıran, kederlendiren.
  2. Acıklı, üzüntü veren, dokunaklı.

    Her şey dayanılmayacak kadar hazindi.

    A. İlhan
  3. Hazine nazırı, bekçi.
  4. Hüzünlü, kederli.
  5. (en)Sorrowful.
  6. (en)Pathetic.
  7. (en)Dolorous.
  8. (en)Lugubrious.
  9. (en)Mournful.
  10. (en)Melancholy.
  11. (en)Touching.
  12. (en)Moving.
  13. (en)Tragic.
  14. (en)Funereal.
  15. (en)Piteous.
  16. (en)Pitiful.

hazine

  1. Altın, gümüş, mücevher vb. değerli eşya yığını, büyük servet
  2. Değerli şeylerin saklandığı yer.
  3. Gömülü veya saklıyken bulunan değerli şeylerin bütünü.
  4. Kaynak
  5. Devlet malı veya parası.
  6. Devlet malının veya parasının saklandığı yer.
  7. Devletin altın, döviz, bono ve nakit işlemlerini maliye ile birlikte düzenleme görevini üstlenen makam.
  8. Büyük bağlılık duyulan, değer verilen şey veya kimse.
  9. Devlet gelirlerinin toplandığı ve giderlerinin yapıldığı kurum.
  10. Altın, gümüş, mücevher vb. değerli eşya yığını.

hazine açığı

  1. Devlet giderlerinin gelirlerinden fazla olduğu kısa dönemli uyumsuzluk. krş. hazine bonoları
  2. (en)Treasury deficit.

Türetilmiş Kelimeler (bis)

hazinehazine açığıhazine bakanlığıhazine bonosuhazine borç belgitihazine borçlanma belgitihazine borçlanmasıhazine çadırıhazine çekihazine dairesihazilhazilehazilyhazimhazimane
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın