hazandide ne demek?
- Görmüş geçirmiş.
- Solgun, sararmış, solmuş
Sıska ve hazandide söğüt ormancığının içindeki geniş yolu takip ederken, sanki durmak istiyordu.
Ö. Seyfettin - Güz mevsimini görmüş, yaprakları sararmış solmuş.
görmüş
- Görme işini yapmış olan.
hazan
- Güz.
- Yaprak dökümü mevsimi.
- Bir kadın adı.
- Sonbahar.
- Autumn.
- Fall güz.
- Sonbahar.
- The official of a synagogue who conducts the liturgical part of the service and sings or chants the prayers intended to be performed as solos.
hazanbel
- Eğir kökü.