hayalet ne demek?
- Gerçekte var olmadığı hâlde bazen görüldüğü sanılan cin, peri, hortlak vb. görüntüler.
- Gerçekte var olmadığı hâlde varmış gibi görünen şey, görüntü
Gözümün önünde durmaksızın geçen bir hayalet var.
Y. Z. Ortaç - Belli belirsiz görülen şey, gölge.
- Bk. gölge
- Göze görünen hayal, karaltı.
Phantom.
Ghost.
Apparition.
Shadow.
Phantasm.
Shade.
Specter.
Spectre.
Spirit.
Spook.
Sprite.
Wraith.
Shades.
gölge
- Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık
- Güneş ışınlarından korunacak yer
- Ne olduğu anlaşılamayan karaltı, silüet
- Resimde bir şekli cisimlendirmek için, onun ışık almaması gereken yerlerine vurulan az çok koyu renk.
- Röfle.
- Yetkisi olmadığı hâlde etkili olan.
- Birinin yanından hiç ayrılmayan kimse.
- Koruma, kayırma himaye.
- Bir gökcisminin güneş ışığını engellemesinden ileri gelen ışıksız uzay parçası.
- Almaç görüntülüğünde resmin temel konusunun hem bulunması gereken yerde hem de onun biraz yanında daha soluk olarak çift görünmesi durumu.
hayalet ağrı
Phantom pain.
hayalet çizgi
Ghost line