havalandırmak ne demek?
- Kapalı bir yerin pencere ve kapılarını açarak havalanmasını sağlamak
Üç ayda bir tozunu alıp havalandırmak için uğradıkları evlerine...
R. H. Karay - Chip.
- To air.
- To ventilate.
- To fly.
- To cause to take off.
- To take up into air.
- To fly (a kite.
- To cause sb to become distracted from his / her work.
- Aerate.
- Breathe.
havalandırma
- Kapalı bir yerin havasını değiştirmek amacıyla dışarıdan temiz hava girişini veya çeşitli araçlarla hava akımını sağlama işlemi.
- Herhangi bir şeyi açık havada bir süre bırakma.
- İşliklerde, düzlüklerde, sinema salonlarında kirli havayı atıp yerine temiz hava sağlama
- Korunaklarda filmin çabuk bozulmasını önlemek amacıyla aynı işin yapılması
- Büyük göstericilerde güçlü ışık kaynağının çıkardığı yüksek ısıyı ve zararlı gazları önlemek amacıyla sürekli olarak hava verme.
- Oksijen kazandırmak amacıyla suyun hareket ettirilmesi, havayla teması.
- Kapalı bir yerin havasını değiştirerek yenileme.
- Bk. havalandırma
- Ventilating.
- Aeration.
havalandırma bacası
- Sarnıçları ve lağım çukurlarını havalandırmak amacıyla yapılan delik boru ve baca.
- Downcast.