havai ne demek?
- Hava ile ilgili, havada bulunan.
- Açık mavi renk.
- Bu renkte olan
Havai gözlük camlarının arkasından insana tatlı tatlı bakan iri kara gözleri vardı.
Y. K. Karaosmanoğlu - Ciddi olmayan, ciddi işlerle uğraşmayan, ciddi işler yapmayan, dilediği gibi davranan, uçarı, hoppa, yeleme.
- Değersiz, boş
Ne yapıp yapmış bu havai konuşmayı bir röportaj şekline sokmak yolunu bulmuştu.
Y. K. Karaosmanoğlu - Perky.
- Aerial.
- Airy.
- Flighty.
- Frivolous.
- Sky blue.
- Pertaining to the air.
- Fanciful.
- Light sky-blue.
- Sky-blue.
- Irresponsible.
- Whimsical.
- Windy.
havai demiryolu
- Overhead railway.
havai fişek
- Gece yapılan törenlerde yakılarak havaya uçurulan, renkli ışıklar saçan fişek.
- Geceleyin düşman bölgelerini aydınlatmak amacıyla kullanılan fişek.
- Banger.
- Fireworks.
- Firework.
- Skyrocket.