havadan gelen şey ne demek?
- Money for jam.
money
- Para, nakit
- Para yerine geçen şey
- Mangır, para, nakit, tıkır [arg.]
havadan
- Boş, değersiz.
- Emeksiz, açıktan.
- Gravy.
- A) from the air b) effortlessly.
- For nothing c) empty.
- Worthless.
havadan ağır uçak
- Aerodyne.
gelen
- Gelme işini yapan (kimse veya nesne).
- Bir ışık kaynağından çıkıp bir aynanın yüzüne veya saydam bir cismin yüzeyine düşen (ışın).
- Coming.
- Incoming.
- Oncoming.
- Arriving.
- Reaching.
- Comer.
- Inbound.
- Who is coming.
şey
- Madde, eşya, söz, olay, iş, durum vb.nin yerine kullanılan, genellikle belirsiz anlamda söylenen bir söz. Kararsızlık ifade biçimi.
- Nesne, madde
- Kararsızlık durumunda muhtelif sorulara cevap için tercih edilen bir ifade biçimi.
- (Günlük dilde) Herhangi bir düşünce konusunu göstermeğe yarayan belirsiz terim. (Felsefede) 1- Düşünen bilincin konusu olabilen, gerçekte var olmayıp da yalnızca düşünülmüş olan herşey. Bu anlamda: düşünce nesnesi = ens rationis. 2- Kişiye karşıt olarak: Bilinçten yoksun varlık. 3- Gerçek olan, bilincin dışında, kendi başına var olan tek nesne (ens reale). Böyle bir var olan, tek nesne olarak niteliklerin taşıyıcısı töz diye de anlaşılır. 4- Duyularla kavranabilen cisimsel nesne.
- Bk. nesne
- Stuff.
- Object.
- Matter.
- Article.
- Affair.
Türetilmiş Kelimeler (bis)
havadanhavadan ağır uçakhavadan anlarhavadan atmakhavadan cıvadanhavadan erken uyarıhavadan görünüşhavadan gübrelemehavadan hafifhavadan havayahavadahavada adımhavada aktarmahavada asılı kalmahavada asıltıgelengelen ağam giden paşamgelen ağam giden patamgelen aramagelen bağlantı noktasıgelen baytgelen bayt miktarıgelen becngelen çerçevegelen dalgagelegelebangeleborugelecege dogrugeleceğe bakmak