hasid ne demek?

  1. Hased eden, kıskanan.
  2. (Osmanlıca'da yazılışı: hâsid)

hased

  1. Başkasının iyi hallerini veya zenginliğini istemeyip, kendisinin o hallere veya zenginliğe kavuşmasını istemek. Çekememezlik. Kıskançlık. Kıskanmak.(Hasedin çaresi: Hasid adam, hased ettiği şeylerin akıbetini düşünsün. Ta anlasın ki, rakibinde olan dünyevi h--uşu--n ve kuvvet ve mertebe ve servet; fanidir, muvakkattır. Faidesi az; zahmeti çoktur. Eğer, uhrevi meziyetler ise; zaten onlarda hased olamaz. Eğer onlarda dahi hased yapsa, ya kendisi riyakardır; ahiret malını dünyada mahvetmek ister. Veyahut mahsudu riyakar zanneder, haksızlık eder zulmeder.Hem ona gelen musibetlerden memnun ve ni'metlerden mahzun olup kader ve rahmet-i İlahiyeye onun hakkında ettiği iyiliklerden k--uşu--yor. Adeta kaderi tenkid ve rahmete itiraz ediyor. Kaderi tenkid eden başını örse vurur kırar. Rahmete itiraz eden rahmetten mahrum kalır. M.)

hasidane

  1. Kıskanarak, kıskançlıkla. Hased edercesine. (Osmanlıca'da yazılışı: hâsidane)

haside

  1. Mahallebi tatlısı. (Ilıca *Ayaş -Ankara)

Türetilmiş Kelimeler (bis)

hasidanehasidehasidic garbhasidic rabbihasidic song festivalhasidimhasidismhasibhasibehasibihashas a bee in his bonnethas a belly fullhas a big mouthhas a bone to pick with
Yorumunuzu ve bilginizi paylaşın