harman ne demek?
- Biçildikten sonra tahıl demetlerinin üzerinden düven geçirilerek tanelerin başaklarından ayrılması işi
Harmana giren tozsuz çıkmaz
Atasözü - Bu işin yapıldığı yer veya mevsim
Çocuğum başka çocuklarla beraber harmanda düvene binmiş dönüyor.
R. N. Güntekin - Birçok çeşitten birer parça alıp yeni birleşim oluşturma işi.
- Selüloz açılması aşamasından başlayıp kâğıt veya karton sayfasının meydana gelmesine kadar kullanılan bir veya birkaç kâğıt hamuru ile diğer malzemelerin meydana getirdiği sulu süspansiyon.
- (Mimarlık) Harç ya da beton yapmak için hazırlanmış kum, kireç ve çimento karışımı yığın.
- 1. tahıl demetlerinin üzerinden düven geçirilerek tanelerin başaklarından ayrılması. bu işin yapıldığı mevsim, sonbahar. 2. birçok çeşitten birer parça alıp yeni bir bileşim oluşturmak.
- Bk. harç
Blend.
Threshing.
Trashing.
Harvest.
Threshing floor.
Grain for threshing.
Harvest time.
Admixture.
Heap of grain for threshing.
Operation of threshing.
Stack of grain ready for threshing.
Blending.
Gathering.
Collating.
Mixture.
Winnowing.
harç
- Harcanan para, masraf.
- Resmî işlerde devlet veznesine ödenen para.
- Yükseköğrenim öğrencilerinin ödemek zorunda olduğu katkı payı.
- Yapıda tuğla veya taşların örgüsünü sağlamlaştırmak, duvarları sıvamak için kullanılan, toprak, saman, kum, kireç, çimento vb. şeyleri su ile kararak yapılan çamur, karışım
- Bir yemeğin yapılmasında kullanılan ve tat veren maddelerin bütünü.
- Giysiler dikilirken kullanılan tamamlayıcı veya süsleyici şeyler.
- Bahçıvanlıkta değişik nitelikteki toprak vb. maddelerin karıştırılmasıyla hazırlanmış toprak.
- Kanunla belirlenen bazı kamu hizmetlerinden yararlanma karşılığında alınan vergi.
- Bk. iş görme vergisi
- İstenilen özellikte yağ, boya vb elde etmek için, çeşitli sıvı ya da toz bileşenlerin karılmış olma durumu.
harman aktarmak
- Düğenlenen ekini yaba ya da dirgenle alt üst etmek. (-Amasya)
harman artığı saman
Tailings.