harabati ne demek?
- Maddi şeylere değer vermediği için üstüne başına özenmeyen, dağınık, derbeder.
- Vaktini meyhanelerde veya zevk ve sefada geçiren (kimse)
Ne harabiyim ne harabati / Kökü mazide olan atiyim
Y. K. Beyatlı - Ottoman lit.
- Frequenter of wineshops and taverns; tippler.
- Wastrel, (a) good-for-nothing.
- Unkempt and profligate.
- Slovenly.
harabatilik
- Harabati olma durumu, dağınıklık, derbederlik.
- Frequenting of wine-shops and taverns; tippling.
- Unkemptness and profligacy.
- Good-for-nothingness.
- Ottoman lit.
- Slovenliness.
harabat
- Yıkıntılar, harabeler, viraneler.
- Divan edebiyatının eserlerinde geçen içkili eğlence yeri, meyhane.
- Harabeler. Viraneler. Meyhaneler.
- Ottoman lit.
- Wineshop, tavern.