hall of residence ne demek?
- Yurt
yurt
- Bir halkın üzerinde yaşadığı, kültürünü oluşturduğu toprak parçası, vatan.
- Memleket
- Bakıma ve barınmaya muhtaç bir grup insanın oturduğu, yetiştirildiği veya bakıldığı kurum.
- Göçebe Türklerin oturduğu çadır.
- Öğrencilerin kaldığı, barındığı yer.
- Toplu olarak bir iş öğretilen yer.
- Hastaların tedavi edildiği yer.
- Diyar.
- Orta Asya'da göçebe yaşamı süren toplumların keçeden yapılma çadırları.
- Oturulan yer, ev.
hall
- Sağlamlaştırmak.
- Koridor, dehliz
- Hol
- Hol, salon, antre, kabul salonu, koridor, konak, yurt, yemekhane
- Toplantı salonu, büyük salon
- Resmi veya umumi toplantılara mahsus bina
- Konak
- Okul veya üniversite binası .
hall effect
- Hall etkisi
of
- Sıkıntı, bezginlik, usanç, acı, yorgunluk vb. duyguları belirten bir söz
- Ugh!.
- In a general sense, from, or out from; proceeding from; belonging to; relating to; concerning; used in a variety of applications; as: Denoting that from which anything proceeds; indicating origin, source, descent, and the like; as, he is of a race of kings; he is of noble blood.
- Denoting possession or ownership, or the relation of subject to attribute; as, the apartment of the consul: the power of the king; a man of courage; the gate of heaven.
- Denoting the material of which anything is composed, or that which it contains; as, a throne of gold; a sword of steel; a wreath of mist; a cup of water.
- Oil filters.
- Denoting part of an aggregate or whole; belonging to a number or quantity mentioned; out of; from amongst; as, of this little he had some to spare; some of the mines were unproductive; most of the company.
- Prep w dat , from, out of, of, away from, contrary to, by.
- Denoting that by which a person or thing is actuated or impelled; also, the source of a purpose or action; as, they went of their own will; no body can move of itself; he did it of necessity.
- Optional Form Source: US EPA.
residence
- İş yerinde yatıp kalkma
- İkamet
- Ev, mesken, hane, ikametgah
- Yer, oturma
- İkamet müddeti
Türetilmiş Kelimeler (bis)
hallhall effecthall etkisiHall işlemihall markhall of columnshall of famehall of fame classichall processhall rughalhal aykırılığıhal böyle ikenhal çekerliğihal değişikliğiofof a certain ageof a certain lengthof a certain qualityof a collapseof a deviceof a good familyof a hogof a kindof a moment agooo henryo ağır yaralıo anda söylemeko anda uydurmak