halita ne demek?
Kökeni: Arapça
- Alaşım
- Birden çok ögeden oluşmuş karmaşık bir bütün.
Dede tecrübe neticesiyle her insanın zıt şeylerden yoğrulmuş bir halita olduğunu biliyordu.
H. E. Adıvar - İki veya muhtelif maddelerden yapılmış.
- Karışık halde olan.
- Karma.
- Admixture.
- Aggregate.
- Alloy.
- Mixture.
alaşım
- İki veya daha çok metalden, bazı durumlarda metallerle, C, P, Te vb. elementlerden oluşan metal görünümünde katı veya sıvı karışım, halita.
- İki ya da daha çok metalin birlikte eritilmesi sonucu oluşan katı karışım.
- Birden çok ergimiş metalin karıştırılarak soğutulmasından sonra elde edilen özdek.
- İki ya da daha çok metalden, kimi durumda da metallerle C,P, Te gibi öğelerden oluşan metal görünümünde katı ya da sıvı karışım.
- Madenlerin eriyerek birleşmesi sonunda meydana gelen madde, halita.
- Alloy halita.
- Amalgamation.
- Composite.
- Compound.
- Composition.
halita yapma
- Bk. alaşımlama
halitai dimağı
- Akıldaki muhtelif mes'ele ve fikirler. Dimağdaki karışık, muhtelif bilgiler. (Osmanlıca'da yazılışı: halita-i dimağî)