hakikat hilafı şahitlik ne demek?
- Bk. yalancı tanıklık
yalancı tanıklık
- Tanık dinlemeye yetkili bir memur ya da kurul önünde, tanıklık ederken gerçeğe aykırı olarak bilgi verme, bilgisini az ya da çok gizleme.
- False evidence.
- Faux témoignage
hakikat
- Sadakat, doğruluk, bağlılık, kadirbilirlik.
- Bir işin doğrusu, gerçek, asıl, esas
- Gerçeklik
- Gerçekten
- Gerçek, doğru, gerçekten, doğrusu.
- Gerçek olan şey, gerçeklik.
- Bir şeyin aslı ve esası, mahiyeti.
- (C.: Hakaik) Bir şeyin aslı ve esası. Mahiyeti. Gerçek. Doğru. Sahih. Künh. Sabit ve vaki.
- Fact.
- Reality.
hakikat cetveli
- Bk. doğruluk çizelgesi
hilafı
- Hilafa, ihtilafa sebeb olana dair. (Osmanlıca'da yazılışı: hilafî)
şahitlik
- Tanıklık, şehadet.
- Testifying.
- Being a witness.
- Evidence.
- Testimony.
- Giving evidence.
- Witnessing.