hızlanmak ne demek?
- Hız almak, hızı artmak
Genç kız birdenbire hızlanmıştı.
S. F. Abasıyanık Accelerate.
Gain speed.
Quicken.
Speed up.
Pick up.
To gain speed or momentum.
To gain speed.
To accelerate.
To speed up.
To quicken.
To be accelerated.
To gain / to gather speed.
Open out.
hızlanma
- Hızlanmak işi.
- Anlıksal gelişmesinde ya da başarıda, bireyin takvim yaşı ile ilgili ortalamadan daha hızlı ilerlemesi.
Speedup.
Acceleration.
hızlanma pisti
Taxiway, taxi strip.