guiltily ne demek?
- Suçlu
- Suçlu bir şekilde
- Suç duygusu ile
- Kabahatli bir şekilde
- Vicdan azabı çeken bir şekilde
suçlu
- Kabahatli, mücrim
- Suç işlemiş, suçu olan (kimse)
- Elde edilen kanıtlara göre, ceza türesi yönünden, hakkında kovuşturma yapılması gereken kişi.
- Guilty.
- Culpable.
- Delinquent.
- Offender.
- Criminal.
- Culprit.
- Convict.
guiltiness
- Suçluluk, günahkarlık
guilt
- Suçluluk duygusu
- Kabahat
- Suç, suçluluk
- Cürüm mesuliyeti
- Günahkarlık
- Günahkarlık duygusu