glimpser ne demek?
- Göz atan kimse
- Görünüp kaybolan kimse
- Bir an için gözüne ilişen kimse
göz
- Görme organı.
- Bazı deyimlerde, görme ve bakma.
- İyi veya kötü nitelikler, tutkular, duygular anlatan bakış.
- Bakış, görüş.
- Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak
- Delik, boşluk
- Çekmece.
- Terazi kefesi.
- Bk. ada.
- Kartlar üzerinde açılan ve içerisine mikrofilm parçası geçirilen delik.
glimpse
- Görünüp kaybolmak
- Göz atmak
- Görür gibi olmak
- Anlık bakış
- Kısa görmek
- Gözüne ilişmek
- Bir an için görme, gözüne ilişme
- Çok az bir zaman için görebilmek.
glimpse of naked legs
- Frikik