gergince ne demek?
- Biraz gergin.
- Tautly.
biraz
- Bir parça, çok değil
- Kısa bir süre için
- Yeterince değil, yeter ölçüde değil, az miktarda.
- Karşı karşıya kavga etme. Savaşa atılma.
- Some.
- Tolerable.
- Little.
- Somewhat.
- Something of.
- Awhile.
gergin
- Gerilmiş durumda olan.
- Buruşuğu, kırışığı olmayan (cilt)
- Bozulacak duruma gelmiş olan (ilişki).
- Huzursuz, sinirli.
- Stretched.
- Taut.
- Strained.
- Jumpy.
- Tense.
- Nervous.
gergin abanık
- Eski bir sınıflamaya göre, söylenirken ses yolu kaslarının gerildiği abanık : p,t,h gibi.
- Consonne forte