generous mouth ne demek?
- Kalın dudaklı
kalın
- Cisimlerde uzunluk ve genişlik dışında üçüncü boyutu çok olan (cisim), ince karşıtı
- Enli ve gür
- Düzlem biçimindeki şeylerde, iki yüz arasındaki uzaklık kendi cinsindekilere göre çok olan.
- Yoğun, akıcılığı az olan.
- Etli, dolgun
- Pes (ses)
- Gelin olacak kıza erkek tarafından verilen para veya armağan, ağırlık
- Mayalı hamurun parçalara ayrılıp tandırda pişirilmesiyle elde edilen ekmek türü.
- Cihâz (bk. çeyiz, donatım).
- Thick.
generous and hospitable
- Hanedan
generous person
- Bencil olmayan kimse
- Bağışlayan kimse
- Eli açık kişi
- Cömert kimse
mouth
- Giriş yeri
- Ağız
- Tane tane söylemek, geme alıştırmak, dudak bükmek
- Kelimeleri çiğneyerek konuşmak
- Hatiplik taslamak
- Geme alıştırmak(atı)
- Ağız, akarsuyun denize/göle döküldüğü yer.
- Ağız gibi şey
- Haliç, boğaz
- Surat buruşturma
Türetilmiş Kelimeler (bis)
generous and hospitablegenerous persongenerous tipgenerousgenerouslygenerousnessgenerositygenerageneralgeneral abilitygeneral acceptancegeneral access denied errorgenegene amdahlgene cloninggene clustergene complexmouthmouth cavitymouth openingmouth organmouth organ armonikamouth partmouth partsmouth relatedmouth to feedmouth to mouthmoumoufflonmouflonmoujikmoulage