gençleşmek ne demek?
- Genç görünmek.
Yaşlandıkça gençleşen bir adam yalnız verdiği eserlerden değil bundan sonra meydana getireceklerinden dolayı mühimdir.
Alaeddin Gövsa - Bir kuruluş genç üyelerle yenileşmek.
- Yeniden gençlik ve canlılık kazanmak.
To become youthful.
To be rejuvenated.
genç
- Bkz. delikanlı, toy, adolesan
- Gençlikteki özelliklerini koruyan, dinç.
- Yaşı ilerlememiş olan, ihtiyar karşıtı
- Gelişmesini tamamlamamış olan (bitki, hayvan).
- Zihin bakımından yeterince gelişmemiş, toy.
- Yeni gelişmekte olan, kısa bir geçmişi olan
- Genç rolüne çıkan oyuncu.
- Genç oyuncu.
- Hazine define.
- Yaşı ilerlemiş olan.
gençleşme
- Gençleşmek işi.
- Taban düzeyinde görülen değişmeler sonunda, aşınım çevrimi sonuna ulaşmış bir bölgenin yeniden yükselmesi ve akarsuların yeniden güç kazanması.
Juvenescence.
Rejuvenation.
Rajeunissement
gençleşmemek
(neg. form of gençleşmek) become youthful, be rejuvenated, rejuvenesce.