genç ne demek?
- Gençlikteki özelliklerini koruyan, dinç.
- Yaşı ilerlememiş olan, ihtiyar karşıtı
Genç kızı bir gece pencerede görmüştü.
H. Taner - Gelişmesini tamamlamamış olan (bitki, hayvan).
- Zihin bakımından yeterince gelişmemiş, toy.
- Yeni gelişmekte olan, kısa bir geçmişi olan
- Genç rolüne çıkan oyuncu.
- Genç oyuncu.
- Hazine define.
- Yaşı ilerlemiş olan.
- Dinç, sağlıklı.
- Bkz. delikanlı, toy, adolesan
- Young.
- Youthful.
- Juvenile.
- Adolescent.
- Junior.
- Green.
- Teen.
- Youngish.
- Youth.
- Young man.
- Teenager.
- Teeny.
- Sapling.
- Whelp.
- Fresh.
- Little.
- Tender.
- In the prime of youth.
- Maiden soil.
- Rent boy.
- Wet behind the ears.
- Youngster.
- Leading young actor (actress), juvenile lead.
- "Jeune Premier"
- Jeune premier (-ère)
genç adam
- Stripling.
genç alman sineması
- 1962'de "Oberhausen Bildirisi"yle ortaya çıkan, 1966'dan başlayarak ilgi çekici yapıtlar veren genç Alman yönetmenlerinin geliştirdikleri bir sinema akımı. Bütün genç sinema akımları gibi, gelenekleşmiş, kalıplaşmış, kurumlaşmış sinemaya bir tepki olarak doğmuş, tecimsel kaygılardan, çıkar topluluklarından bağımsız, özgür denemeleri, toplumsal ve siyasal bir sinemayı amaçlamıştır.
- Young German Cinema.
- Junger Deutscher Film
- Jeune Cinéma Allemand