gaz ne demek?
- Gaz yağı, petrol
- Gaz lambası
- Tül.
- Normal basınç ve sıcaklıkta olduğu gibi kalan, içinde bulunduğu kabın her yanına yayılma ve bu kabın iç yüzeyinin her noktasına basınç yapma özelliğinde olan akışkan madde.
- Yağı, petrol
Aklıma geldi, kilerden bir teneke gaz çıkarttım.
A. Gündüz - Sindirim borusunda, ağızdan yutulan hava ile mayalanma sonucu oluşan uçucu maddelerin karışması.
- Lambası
Gözümü açtım ki gazlardan ikisi de sönmüş.
A. Rasim - Doğal gaz.
- Bk. uçun
- Bir özdeğin moleküllerinin özgürce ötelenme devinimi yapabildikleri, sınır yüzeyi olmayan evre.
- Bir özdeğin moleküllerinin özgürce ötelenme devinimi yapabildikleri, sınır yüzeyi olmayan evre.
- --iişi--rma, dişle tutma.
Gas.
Gaseous.
Fuel gas.
Exhalation.
Aero-.
Fume.
Kerosene.
Flatulence.
Wind.
Illuminating oil.
Vapor.
Vapour.
Aeriform.
Gauze.
Public-utility company.
Exhale.
Gas
Gaz
gaz
- Gaz yağı, petrol
- Gaz lambası
- Tül.
- Normal basınç ve sıcaklıkta olduğu gibi kalan, içinde bulunduğu kabın her yanına yayılma ve bu kabın iç yüzeyinin her noktasına basınç yapma özelliğinde olan akışkan madde.
- Yağı, petrol
- Sindirim borusunda, ağızdan yutulan hava ile mayalanma sonucu oluşan uçucu maddelerin karışması.
- Lambası
- Doğal gaz.
- Bk. uçun
- Bir özdeğin moleküllerinin özgürce ötelenme devinimi yapabildikleri, sınır yüzeyi olmayan evre.
uçun
- Bayrağın uçkurluk karşısındaki kenarı.
- Özdecikleri ya da öğecikleri erkince devinebilen ve bulunduğu oylumu tam olarak dolduran özdek halleri.
- Özdecikleri ya da öğecikleri erkince devinebilen ve bulunduğu oylumu tam olarak dolduran özdek halleri.
Gas.
Gas
Gaz
gaz ağartımı
- Kükürt dioksit veya klor gazı ile ağartma.
Gas bleaching.
gaz akış hızı
- Denetimli atmosferlerin kullanıldığı fırınlarda, gazların fırına giriş hızı.