gargaraya getirmek ne demek?
- Gürültüye, karışıklığa getirerek bir sözün, bir eylemin, önemini ve etkisini hafifletmek, dağıtmak.
To prevaricate, to quibble.
gargara
- Bkz. mouthwash, boğaz pansumanı
- Su veya başka bir sıvı ile ağzı veya boğazı çalkalama işi.
- Bu maksatla kullanılan ilaçlı sıvı.
- Ağız boşluğu, yutak, diş eti ve damak bölgesi için antiseptik ve koku giderici amaçla hazırlanan ilaç biçimi.
- Suyu, içilen ilacı veya başka bir sıvıyı, boğazda oynatıp çalkalama.
Mouthwash.
Gargle.
Gargarisma
gargara yapmak
- Bir sıvıyla boğazı çalkalamak.
Gargle.
getirmek
- Gelmesini sağlamak
- Bir şeyi yanında veya üstünde bulundurmak.
- Erişmek veya eriştiğini sanmak.
- İleri sürmek.
- Sebep olmak, ortaya çıkarmak.
- İletmek, bildirmek
- Sağlamak
- Bir makama atamak veya seçmek.
Bring.
Bring along.