güngörmüş ne demek?
- İyi yaşamış
Anadolu şoförlerinin birçoğunda ben böyle güngörmüş, hâline göre para yemiş eski kibarlar hâli gördüm.
R. N. Güntekin - Birçok hayat deneyimi bulunan (kimse)
Ayşe Hanım, güngörmüş, yaş yaşamış kadındır.
S. M. Alus - Çok yaşlı
Ağaçların çoğu da güngörmüş, dev boylu bitkilerdir.
S. Birsel - Tecrübeli, iyi günler yaşamış.
iyi
- İstenilen, beğenilen nitelikleri taşıyan, beğenilecek biçimde olan, kötü karşıtı
- Bol, yararlı, kazançlı.
- Çok.
- Uğurlu, hayırlı, iyilik getiren.
- Esen, sağlıklı.
- Yerinde, uygun.
- Yeterli, yetecek miktarda olan
- Öğrencinin değerlendirilmesinde kullanılan orta ile pekiyi arasındaki not.
- (Geniş anlamında) a. İşe yarar, ereğine, özüne uygun, doğru yapılmış; doğasına uygun. b. İstenmeğe değer olan. c. Değere yönelmiş, değere ilişkin, değerle belirlenmiş, değerli.
- Ahlâkın ve ahlâk felsefesinin temel kavramı: Ahlaksal değer; ahlaksal olanın olumlu ana niteliğini gösteren özel kavram; ahlâkça değerli olan (karşıt kavramı: kötü). Ahlâk felsefesinde şu anlamlarda kullanılır: a. (Skolastikte) Tanrı'nın istemiş olduğu dünyadaki varlık düzeni ile uyum. b. (Kant'ta) İstencin, içerik bakımından değil de, yalnızca ahlâk yasasınca belirlenmiş olan biçimsel niteliği.
güngörmüşlük
- Hayat tecrübesi çok olma
güngörmek
- Mc: İkbal, refah, saadet, mutlu olarak yaşamak.