gücün ne demek?
- Dara dar.
- Güçlükle, ancak, zorla.
- Reed, any of several varieties of tall marsh grass; thin piece of wood or plastic placed on the mouthpiece of reed instruments (the air flow causes it to vibrate and create sound).
dara
- Kabıyla birlikte tartılan bir nesnenin kabının ağırlığı.
- Bu kabın ağırlığına karşılık olarak terazinin öbür kefesine konulan ağırlık, abra.
- İçinde yük taşınan aracın boş durumdaki ağırlığı.
- Bir malın net ve brüt ağırlıkları arasındaki fark.
- Bk. boş ağırlık
- Malzemenin net kütlesini tayin etmek amacıyla tartımı alınan paket veya kabın kütlesi.
- Kabın kütlesini yok saymak için analitik kimyada kullanılan kütle.
- eski fars hükümdarlarından dokuzuncusu keykubat'ın bir ismi.
- Hükümdar.
- Tanrı adlarından.
gücün doruğunda
- At the summit of power.
gücüne gitmek
- Söylenen bir sözün ya da bir davranışın başkasının onuruna dokunması veya ağır gelmesi.
- Resent.