gölgeli ne demek?
- Gölge altında olan.
- Nitelik ve ayrıntıları iyice bilinmeyen.
- Dusky.
- Shady.
- Shaded.
- Shadowy.
gölge
- Saydam olmayan bir cisim tarafından ışığın engellenmesiyle ışıklı yerde oluşan karanlık
- Güneş ışınlarından korunacak yer
- Ne olduğu anlaşılamayan karaltı, silüet
- Resimde bir şekli cisimlendirmek için, onun ışık almaması gereken yerlerine vurulan az çok koyu renk.
- Röfle.
- Yetkisi olmadığı hâlde etkili olan.
- Birinin yanından hiç ayrılmayan kimse.
- Koruma, kayırma himaye.
- Bir gökcisminin güneş ışığını engellemesinden ileri gelen ışıksız uzay parçası.
- Almaç görüntülüğünde resmin temel konusunun hem bulunması gereken yerde hem de onun biraz yanında daha soluk olarak çift görünmesi durumu.
gölgeli alan
- Bir güneş lekesinin iyice kara gözüken iç parçası.
- Umbra.
- Umbra
gölgeli aytutulması
- Ay'ın Yer'e ilişkin yarıgölge konisine girmesi halinde, hafif, ışık azalması olarak gözlenen tutulma.
- Penumbral lunar eclipse.
- Éclipse par la pénombre