foible ne demek?
- Zaaf, zayıf yön
- Kusur
- Delilik
- Merak
- Kılıcın ortasıyla ucu arasındaki kısım.
- Boş yere meziyet sayılan taraf
- Aptalca alışkanlık
foil
- Folyo
- Folyo ile sarmak, folyo döşemek
- Set çekmek
- Alüminyum folyo
- Önlemek, engellemek, bozmak, itmek.
- Eskrim kılıcı, meç.
- Engellemek, mâni olmak: şaşırtmak, işini bozmak
- Yaldız kâğıdı, alüminyum kâğıdı, aluminyum, kalay veya kurşun yaprağı, varak, ince maden tabakası (bak tinfoil)
- Avda avcıları saşırtmak
- Hayvan izi.
foil backed
- Folyo kaplı