fluttering ne demek?
- Çırpınma
- Kanat çırpmak, pır pır etmek
- Çarpıntılı olmak, dalgalanmak
- Titremek, düzensiz hareket etmek
çırpınma
- Çırpınmak işi.
- Yağlı güreşte ve karakucakta karşılaşma yapılırken saldırıya geçecek güreşçinin haydalanarak ellerini birbirine vurup sıçraması.
- Convulsion.
- Flutter.
flutter
- Çarpıntılı olmak
- Düzensiz hareket etmek
- Dalgalanmak
- Kanatlarını çırpmak
- Titremek, sallanmak
- Çırpınmak, telâş etmek
- Titretmek, kımıldatmak
- Telâşa düşürmek, heyecan vermek
- Titreme, heyecan, çalkalanma, çırpınma
- Telâş, asabiyet
fluttery
- Titreyen, sallanan; heyecanlı, tedirgin