flush s.t. down the toilet ne demek?
- Bir şeyi tuvalete atıp sifonu çekmek.
flush
- Kanatlanıp uçmak, ürkmüş kuş gibi uçmak: ürkütüp kaçırmak (özellikle av kuşu): birden ürkütüp kaçırılan kuşlar.
- İskambil floş, poker oyununda aynı renkten olan bir el kağıt.
- Dopdolu, taze: bol, mebzul, bereketli, cebinde çok para taşıyan: bir seviyede, düz: güvertesi baştan kıça kadar düz olan (gemi): düzlemek bir seviyeye getirmek
- Boşluklarını doldurup düzeltmek (duvar)
- Düz bir şekilde, yüzeyde tam.
- Birden akmak, hücum etmek (kan)
- Kızarmak
- Heyecanlandırmak: akıtmak, bol su ile temizlemek
- Kızartmak
- Kızarma
flush box
- Rezervuar
down
- Aşağıya doğru
- Keyifsiz, morali bozuk
- Hav
- Aşağı, aşağıya
- Aşağı indirmek, alaşağı etmek, yere yıkmak, devirmek, düşürmek
- İniş
- İnce kuş tüyü, yonda
- İnce tüy, ayva tüyü
- Yenmek (sporda)
- Bir yudumda içmek, mideye indirmek.