flaws ne demek?
- Atkı hatası
atkı
- Soğuğa karşı omuzlara, başa, sırta veya boyna alınan örtü
- Bazı kadın ayakkabılarında ve çocuk patiklerinde ayağın üstünden geçen, yandan iliklenen ince uzun parça.
- Kapı ve pencerelerin yapımında üst tarafa konan ağaç, taş veya beton destek, üst eşik.
- Dokuma tezgâhlarında mekikle enine atılan iplik, argaç.
- Büyük yaba.
- Scarf.
- Shawl.
- Weft.
- Shoe-buckle.
- Wrap.
flaw
- Yarık, çatlak, çatlaklık, rahne
- Sakat, kusur, defo
- Ayıp
- Çatlatmak, sakatlamak
- Sakat olmak, defolu olmak
- Çatlamak
- Birdenbire çıkan geçici ruzgâr, bora
- Rüzgârın yönünün değişmesi
- Çatlatmak, yarmak, sakatlamak, zarar vermek, hasara uğratmak
flawed
- Özürlü, sakat
- Eksik, bozuk, çatlak
- Zarar vermek, hasara uğratmak
- Sakatlamak
- Arızalı, kusurlu
- Çatlatmak, yarmak