fitil wicked fitilli ne demek?
- Wick
wick
- Köy, kasaba
- Yara fitili
- Fitil
fitil
- Lambada, kandilde ve mumda yağın, çakmakta benzinin yanmasını sağlayan, türlü biçimlerde bükülmüş veya dokunmuş pamuktan yapılan genellikle yağ çekici madde
- Derin yaraların tedavisinde, yara içine salınan steril gazlı bez şeridi
- Anüse konulan donmuş yağ kıvamında ve koni biçiminde ilaç.
- Eskiden topları ve şimdi lağımları ateşlemekte kullanılan kaytan biçiminde tutuşturucu madde.
- Kumaşın altına kaytan biçiminde bükülmüş bir şey koyup üstten dikerek yapılan kabartma yol.
- Koltuk, sandalye vb. oturulan eşyanın yapımında dikiş veya çivileri gizlemekte kullanılan şerit.
- Yollu bir biçimde dokunmuş kumaş.
- Elli kâğıtla oynanan ve en az sayısı olanın kazanması kuralına dayanan bir iskambil oyunu
- Akım geçirildiğinde ışık ve eksicikler salan iletken parçası.
- Akım geçirildiğinde ışık ve eksicikler salan iletken parçası.
fitil ateşlemeli
- Elle gerilen horozda bulunan fitilin, tetiğin çekilmesi ile serbest kalarak ateşleme kovanındaki yemleme barutunu yakması, yanan barutun, ateşleme deliği vasıtasıyla namluda bulunan dolgu malzemesini ateşlemesi.
wicked
- Muzip, yaramaz
- Fena, hınzır
- Günahkar, kötücül, habis
- Kötü, hayırsız
- Adi, bayağı
- Tehlikeli, fena
- Şeytansı
- Aşağılık
- Ahlaksız, kötü huylu
fitilli
- Fitili olan veya fitille ateşlenen.
- Üzerinde dokuma doğrultusunda fitiller olan (kumaş).
- Having a wick.
- Corded.
- Having a suppository.
- Having a fuse.
- Fitted with a wick.
- Fuse.
- Seton or piping.