feraşe ne demek?
- Pervane denilen kelebek.
pervane
- Geceleri ışık çevresinde dönen küçük kelebek
- Döndüğünde bir mekanizmayı işleten bir eksene dikey olarak bağlanmış, iki veya ikiden çok kanattan yapılmış alet
- Selçuklularda ve İlhanlılarda has, zeamet, tımar ile ilgili olarak verilen ferman.
- Ses sinyalinin kopyalanıp çok küçük bir gecikme ile orijinal sese eklenmesi yoluyla iki sesin harmanlanmasına dayanan ve jet motoru benzeri efekt ve bunu sağlayan cihaz.
- Geceleri ışık çevresinde döner küçük kelebek.
- Selçuklu ve İlhanlılarda has, zeamet ve tımar ile ilgili ferman.
- Fırıldak çark.
Miller.
Fan.
Propeller.
feraşet
- Süpürücülük ve döşeyicilik. Kabe-i şerifeyi süpürenin hizmeti.
fera
- (C: Furu') Bit. (Osmanlıca'da yazılışı: fer'a)
- Devenin ilk doğurduğu yavru. (Cahiliyet zamanında kefere putlarına kurban ederlerdi ve "anasının sütü bereketlenir; çoğalır" derlerdi.)