feaster ne demek?
- Yiyip içen kimse; ziyafete kayılan kimse, bir ziyafetin konuğu olan kimse
feasted his eyes on
- Hoşlanarak veya tutkuyla gözlerini dikerek bakan
feast
- Doya doya yapmak
- Tadını çıkarmak
- Zevk almak, haz almak
- Ağırlamak, eğlendirmek
- Ziyafet
- Bayram, yıl dönüşümü
- Ziyafette yemek yemek
- Ziyafet vermek
- Sevindirmek