feasted his eyes on ne demek?
- Hoşlanarak veya tutkuyla gözlerini dikerek bakan
feaster
- Yiyip içen kimse; ziyafete kayılan kimse, bir ziyafetin konuğu olan kimse
feast
- Doya doya yapmak
- Tadını çıkarmak
- Zevk almak, haz almak
- Ağırlamak, eğlendirmek
- Ziyafet
- Bayram, yıl dönüşümü
- Ziyafette yemek yemek
- Ziyafet vermek
- Sevindirmek
his
- Duygu
- Duyu.
- Sezgi, sezme.
- Bk.Histidin
- Bk. duygu
- Feeling.
- Emotion.
- Sense.
- Sensation.
- Feel.
eyes
- Yargı veya fikir (örnek: "benim gözümde [fikrimce]" or "kanun gözüyle")
Türetilmiş Kelimeler (bis)
feasterfeastfeast dayfeast for the eyesfeast of lightsfeast of the assumptionfeasancefeasibilityfeasibility studyfeasiblefeasible regionfealtyfeamefearfear deathfear no evilhishis ahlakıhis bark is worse thanhis bark is worse than his bitehis bark is worse than his bite.his blood is up.his bundlehis cihazlarıhis days are numberedHis demetihihi althi can i help youhi fihi how are you